Yoga, Batı toplumunda insanlar arasında popülerlik kazanıyor. Ama onunla ilgilenen herkes onun "yoga" olduğunu biliyor mu? Bu konu hakkında birçok efsane ve yanlış anlama var. Genellikle, sıradan jimnastiğe yoga denir ve bir yogi, hayal edilemez bir şekilde bükülen, uzun süre hareketsiz bir pozisyonda oturan veya kendi için anlaşılmaz bir şey mırıldanan bir kişidir. Tüm bu fikirlerin eski öğretinin gerçek tanımıyla ne ilgisi var?
Yoganın tanımıyla başlamak için ilk şey, yoganın bir kendini tanıma sistemi olduğudur. Ve bu öz-bilgi, fiziksel bedenle çalışma (insanları çeşitli asanalarda görüyoruz), ayrıca nefesle çalışma (pranayama), sesle (mantra) ve kesinlikle bir kişinin tüm tezahürleri yoluyla gerçekleşir. Yoga evrenseldir. Yoga herkese yakışır!
Hepimiz yaşam boyunca, birçok yaşamımız boyunca gelişiriz. Ancak bunların hepsi farkında değil. Ancak tüm zaman boyunca, er ya da geç, bir insanda kendini tanıma ve geliştirme arzusu giderek daha bilinçli hale gelir. Ve burada yoga kurtarmaya geliyor! Ve tezahürlerimizle (fiziksel beden, düşünceler, duygular) çalışmak gibi bazı türleri, ruhsal gelişim yolunu ararken kendimiz için seçebileceğimiz seçeneklerdir.
Yoganın her şeyden önce bir kendini tanıma sistemi olduğuna karar verdik. Başka hangi önemli kriterler var? İnsanların yoga dediği sistem ne olursa olsun, ancak haklı olarak sadece yoganın birinci ve ikinci ilkelerine bağlı bir öğreti olarak kabul edilebilir.
Neyden bahsediyoruz, yoga ile tanışmaya yeni başlayanlar soracak. Kısacası birinci ilke iyilik ve hiçbir canlıya zarar vermeme ilkesi, ikincisi ise mantık ve sağduyu ilkesidir. Sistemde bu ilkelerden bahsedilmiyorsa veya bunlar hakkında biliniyorsa, ancak yerine getirilmiyorsa, böyle bir sistem, a priori, yoga olarak kabul edilemez. Bunlar, şu ya da bu öğretinin en eski bilgiye ait olduğunu belirleyebileceğimiz ana kriterlerdir.